Sanat, Zanaat, Maneviyat

Heyketıraş taş, marangoz ağaç, insan nefs yontuyor. Şekil veriyor bir varlık başka bir varlığa...İnceliyor her bir varlık zamanla. İnceldikçe yüceleşiyor...
 Sanat, zanaat, maneviyat diyoruz bütün bunlara. Bütün bunlar işçilikten geçiyor, bütün bunlar varlığı "anlam" ile buluşturuyor. Anlam kendini incelikte, ince düşüncede gösteriyor. Evvelden, sanattan bahsedelim. Misal, resmetmek âlemi. Büyük sanatçının sanatını ayan etmek değil midir,  kağıt ve kalem ile yeryüzüne ve gökyüzüne ? Büyük sanatçının karşısında acziyetini ilan etmek kim bilir belki de. Detaylar ile inceliği derinliklerde hissettirmek resimde. Müzik, tınıların karşı koyamadığımız ahengiyle bütünleşmek... İnceliği, melodilerde bulmak her bir notayla...Her enstrümanda farklı bir uyum, her müzik türünde farklı bir ruh. Ve şüphesiz her ruh halinde bambaşka müzikler dinleyerek büründüğümüz anlık değişimler... 
Edebiyat, adeta bir büyü... Edebiyat, inceliğin  belki nirvanası. Cümlelerin anlatamadığını, kelimelere yükleyen, kelimelerin anlatamadığını belki tek bir âh ile anlatabilen, dünyanın tüm derdini kendine yük edinen, yükü insanlığa incelik halinde armağan eden sanat dalı.
Ve zanaat, ustasıyla, kalfasıyla, çırağıyla...
Mimar Sinanıyla bazen, kimi zaman ayakkabı boyacılarıyla, bazen annemizin işlediği kanaviçede bazen babamızın tamir ettiği aletlerde... Zanaat, alın terinde. Zanaat emekte. Zanaat, zamanı işlemek. Zamanı durdurmak. Çünkü zanaatkar işiyle meşgulken dünya durur, çünkü dünya zanaatkarın emeğiyle anlam bulur. Küçük sanılan işler gün gelir derman olur gün gelir hayat kurtarır...
Ve nefsine hakim olmakta muktedir olma çabasında olan insan, aslında bakarsak...Başlı başına, sanatçı, başlı başına zanaatkardır.
Sanatçıdır insan, her insan. Tebessümüyle çevresindekilere ışık saçan. Bir selamıyla muhabbet kuran, bir ikramıyla gönül yapan...Sanatçıdır, neşesiyle karşısındakine neşe katan, acıya ortak olan kimi zaman... Sanat, insanın ruhundadır, zira büyük sanatçı üflemiştir her bir ruha kendi ruhundan...
Zanaatkardır her insan, bitki yetiştirir bazen, bazen, yemek yapar. Bazen kalem tutar bazen kitap okur. Bazen düşünür, işlenir her insan. Zanaat insanın her gününde her anında aslında bakacak olursak...Zanaat insanın aklındadır, aklıyla yürüttüğü her iştedir...
 Ve insanın kalbi insanın pusulasıdır. Pusula her daim, bizi inceliğe, iyiliğe, güzelliğe çağırır... Ta ki nefs bizi ikna etmeyegörsün...
İnsan sanatçı da olsa zanaatkar da olsa işinin içine kalbini kattığı zaman hem sanatçı, hem zanaatkar olur. Fakat her şeyden önce "insan" olur. Ruh, akıl, kalp inceliğini yaşamak, bu tıynette insanlar olmak dileklerimle...

07/12/23 -  01.01

Yorumlar