FISILTI

Acele kaçışlarımız, boşluğa bakıp doluyu göremeyen arayışlarımız, bizi bizden alan manalı kapışmalarımız. Nereye kadar sürekliliğini koruyacak ? Nereye kadar bizimle dip dibe olacak ? 

Anlam verilmiyor faniliğe adanmış ömre, elbette…Bir çırpıda kaybolmuyor mana! Boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor. Hani nicedir seninle, onunla, bizimle dünyayı algılama rotamız. Hangi birimiz haklı çıkacak davasında! Kim barıştıracak duygu yüklü konuşmaları… Rüya gerçek olacak mı bir seher vakti ? Adımların, adımlarım, adımlarımız küçük korkuların büyük aldanışlarla çevrelendiği bir dünyada galip gelecek mi azılı düşmana ? Düşman kim ? Korku nedir ? Aldanış nelere dair ? Bilmiyorum, üstelik daha da çıkılmaz olanı, bilemiyorum. Fark var. Birincisi tercih, ikincisi tereddüt dolu bir teslimiyetle mümkün. 

Hak olanı haykıran bir evren karşısında yalanla, yanlışlarla, ihtilaflarla susuyor, güzelliğiyle susturan bir kainat karşısında kalp çirkinliğiyle haykırıyoruz. Bilakis kim ne denli var olursa olsun yaşamak için! Varlığımızla yok ediyor, yokluğumuzla terbiye ediyoruz. Hem de bir hiç uğruna. Yaşamak nedir? Varlık kim ? Yokluk nerede ? Hiç kime, neye denir ? Terbiye etmek hangi kalenderin tekelinde ? Umutlar bir bir tükenmekte bu sorulara dair. Güzeli aramak, çirkinliğe ulaşmakla var olmuyor. Ne olursa olsun ölüm kadim, alim yolda daim, ariflik yol imiş. Bir bakıma kader uzaklardan duyulan bir fısıltı, ezeli ve ebedi varlığın ruhundan duyulan, sağır kulaklara… Yok oluş aradık çıkmaz sokaklarda. Ağır bir imtihanmış ölüm değil; yaşamak biçare kullara. Sözüm özüm kadar yakındır der seslenir, sağır kulaklara fısıldayan, duymak isteyen gelir bir adım uzaklardan, kimseciklerin olmaz haberi bu buluşmadan. Aldanma! Varır tebessümün O’na, ta uzak yollardan. Ellerin güç bela dokunur bam teline. Sözcüklerin yer edinir gönüllerde. Tek kelime etmesen de bulur ruhun eşini arş-ı alemde. Zahiri kavuşmalar yaşanır Hak katında. Sorular cevaplarla, çıkmaz sokaklar, caddelerle kavuşur. Kavuşur bilinmeyen bilinene, görünmeyen görünene. İnsan tüm bu kavuşmaların ardından yorulduğu anda dünyada ölüm karşısında acizane.

1 Mart, 2025 - Ramazan, 1