GÖLGE OYUNU


Bir gölge oyunu sanki bu yaşadıklarımız. İtimat edemiyorum, bu davada haklı mıyız, haksız mıyız ? Kimden neyi kaçırıyoruz ? Bilen varsa çıksın bir adım ileri. Yoksa bilen birileri diller ebediyete kadar kilitlenmeli. Derya deniz düşünceler. Bin ağızın her birinden binbir çeşit gevelemeler. Reva mıydı bir hiç uğruna, doğumlar, ölümler, ve dahi gelip gitmeler. Reva mıydı halk önünde ağız bükmeler. Cesareti olan varsa buyursun, yoksa sükut çevrelesin dört bir yanı. Kaldı mı şu devirde bir fevkalbeşer ? Niyet sorgulanmalı, hesap edilmeli değeri ağızdan çıkan her bir harfin. Yol varsa şayet yürümeli. Duraklar son durağı hatırlatmalı. Bir gölge oyunu sanki bu yaşadıklarımız. Işık perdeye yaklaşıyor, insan ışıktan kaçıyor. Derken "dünya kirletilmez bir inatla dönüyor." Ona, buna, şuna hükmedip; onu, bunu, şunu, çekiştireyim derken geçiyor seneler. Seneler ki geçmiyor, akvaryumda gibi hissettiğin anlarda. Bir balık gibi yaşamak bilfiil hayatı. Kime zor gelmezdi ki bir oltaya takılmak, yürümek, mesafe kat etmek, sana yabancı olan bir dünyada. Bir balığın denizden, dereden, akvaryumdan, gölden hele ki okyanustan atlaması karaya...Hayat bu ya uyanıkken düş görmek bütün bunlardan âlâ...Yol uzadı, hakim verdi kararı, dönüş biletleri kesildi sonsuzluğa. Yer yarıldı insan yolda kaldı kayıtsızca...Olanlar, olmayanlar, gece yarısı duvara yansıyan gölgem, parmaklarımın uyuşması, dizimdeki yara bile hatırlatacak daima seni bana. Ben ki bir insanım, huzurunda. Olanlardan olmayanları ayıklayıp, olabilecekleri hesap edip, olacaklara boyun eğen. Ben ki sürüp gelen geleneklere inat bağışlayan insanları. Sevgi, sevgisizliğe çelme takar, "insan bu alemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Bilemesek de tam olarak kâinata bahşedilmiş sırrı, diyebilmeliyiz, yaşadım hakkını vererek hayatı...

Yorumlar