Yolu Yolda Öğrenmek
Olabildiğince cesur ama bir o kadar ürkek bir telaşla kapıya vardım, ayakkabılarımı giydim, evet evet hazırdım artık. Son kez baktım belki kapattığım kapıya dualarımı okudum ve çıktım yola. Aklım şiddetli bir ikazda bulundu birden '"telaşlı bekleyişin sabırsız yolcusu olma, yol mukaddes, yol uzun daima" ilk adımlarımı attım, merdivenleri aklımı dinleyerek usulca indim. Çünkü "sabırsız yolcu olma" demişti aklım kısmen anlamıştım onu en azından usulca davranmıştım. Merdivenleri atlatmıştım, asfalt yol başlamıştı artık.Uzunca(!) bir süre yürüdüm bakkalı geçinceye kadar, ayağım taşa takıldı düştüm aniden. Birazcık da yorulmuştum hamlamış olsam gerek, ayağa kalktım. Kalbim fısıldadı kulağıma "Yolda ol, sona varma! Yola gel, yolda kalma!" aklımın o şiddetli ikazını anlamakta zorlanmamıştım, ilk kısmını en azından. Neydi, "Telaşlı bir bekleyiş var, sen sabırsız olma.." ya kalbim? Fısıldıyordu, belki o yüzden anlamakta zorlandım. "Yolda ol"diyordu, evet yola çıkmıştım, yoldaydım artık ha bir de sona varmamalıymışım. Şimdilik anlaşılır gibi değildi sona varmamak ne demekti? "Yola gel, yolda kalma" "Yola gel" kısmını anlamamıştım açıkçası ama yere düştüm ve ayağa kalktım, yolda kalmamalıymışım onu anladım. Aklımın ve kalbimin uyarılarını ceplerime doldurmuştum. Artık yola tam anlamı ile çıkabilirdim. Uyarıların anlaşılmayan noktalarını çözmeliydim. "Yol mukaddes, yol uzun" diyordu, aklım. "Mukaddes" kelimesini ilk defa duymuştum, "önemli" demek olabilir miydi ya da "değerli" "kıymetli" de olabilirdi, hemen telefonuma sarıldım. "Mukaddes" ne demek ? "Kutsal" demekmiş, mukaddes. "Kutsal meslek" diye bir kavram vardı doğru ya şimdi anlamıştım işte hem önemli hem değerli hem saygın hem de kıymetli demekti kutsal kelimesi. Ceplerime bir bilgi daha doldurmuştum " yol kutsaldı " peki ya yol neden uzundu ? Kestirmeler yok muydu, minibüsle değil de metro ile gitsem olmaz mıydı ? Ah, Allah'ım aklım, kafamı darmadağın etmişti. Kalbime dönmeliyim şimdi..."Yola gelmek" Babam, bir keresinde anneme, ağabeyim için "Artık yola gelmeli bu çocuk" demişti, o aklıma geldi "Artık yola gelmeli bu çocuk" Sadece orada duymuştum bu cümleyi, abim biraz haylazdır, sanırım anlamıştım ne demek istediğini babamın. "Yola gelmek" düzelmek demekti evet eminim öyleydi. Bütün cümleleri toparlayıp yola devam etmeliydim "Telaşlı bekleyişin, sabırsız yolcusu olma, yol mukaddes yol uzun daima" aklımın ikazı bu idi Kalbim ise "Yolda ol sona varma, yola gel yolda kalma" demişti. Durağa gelinceye kadar yolu yolda birazcık da olsa öğrenmiştim yolu yarılamıştım, artık bir araç seçmeliydim, minibüse binmiştim yavaş gitmeliydim çünkü...Yeni aldığım şiir kitabını çıkardım çantamdan, "Anlık Döküntüler" isimli bir kitap okuyordum bir şiir takılmıştı gözlerime tam da minibüsün içindeyken..."Hayat" idi şiirin adı... Hayat bir taşıt gibi/ Kısa küçük hınca hınç/ Duraklar var ve her durağın bir yolcusu/ Biletler ücretsiz/ Alabileceği yolcu sayısı sabit/ Bir şoför makamı var/ Direksiyonu istediği yere çevirebilen bir şoför/ Yolcuların ineceği yere karışmıyor/ Ama kapıyı açan da o/Erken inenler şanslı belki yolları kısa/ Geç inenler rahatsız belki kalabalıktan/ Elden ne gelir her durağın bir inen/Bir de binen yolcusu var...Bu bir tesadüf müydü yoksa bir işaret miydi ? Şair burada "yol" diyordu "yolcu" diyordu ben ise tüm gün aklım ve kalbim ile cebelleşiyordum ayrıca tam da minibüste kısa, küçük, hınca hınç bir araçta iken bu şiirin önüme çıkması...Sakin kafayla aklımın ve kalbimin dediklerini ceplerimden çıkartıp öyle okumalıydım bu şiiri...İneceğim durağa gelmiştim. Üsküdar sahilde idim. Deniz, huzur veriyordu...Kafam sakinleşmişti biraz da olsa.. Artık o şiiri okuyabilirdim. Adı, "Hayat" olan o şiiri...Hayat kısa diyordu şiir en başında, hınca hınç olması sanırım insanların, duyguların yoğunluğuydu. Duraklardan bahsediyordu "duraklar" bizim dünyaya geldiğimiz zamanı anlatıyordu evet! İnsan doğduğu günü hatırlasa ne tuhaf olurdu değil mi? Bunu hatırlattı bana bu mısra...Her durağın bir yolcusu var demiş Şair. Biletler de ücretsizmiş ayrıca dünyaya gelip gelmemek bizim elimizde değil bunu anlatmak istiyordu galiba.Yani kaçınılmaz bir şekilde herkes bu araca binmek zorundaydı dünyaya gelen herkes...Alabileceği yolcu sayısı sabitmiş. Biliyoruz ki dünyanın bir sonu var.
Bu sona kadar insan sayısı belli. Bunu ifade ediyor olmalı Şair. Bir şoför makamı var diyor... Hayatın şoför makamında kim bulunur bunu düşünüyorum...Bir devlet başkanı, bir öğretmen, doktor, bir anne veya baba olabilir mi bu ? Hayır hayır elbette değil. İstediği yere çevirebilen yalnızca "O"olmalı. Bizi yaratan olmalı o. Kaderimizi yazan sadece "O" bilmediklerimizi bilen, öğrenmediklerimizi öğreten sadece "O"...Yolcuların ineceği yere karışmıyor. Bizler istediğimizi, istediğimiz şekilde ve zamanda yapabiliyoruz, seçmekte özgürüz. Ama kapıyı "O" açıyor. Çünkü onun izni olmadan hiçbir şey olmuyor, yaprak dahi düşmez Tanrı istemezse denir ya... Erken inenler şanslı belki yolları kısa...Ömür uzadıkça, insan yaş aldıkça tecrübelerin verdiği ağırlıkla hayat sıkıştırmaya başlıyor insanı. O yüzden erken ölenler belki bir nebze şanslı mı demek istiyordu şair ? Geç inenler rahatsız belki kalabalıktan...Düşüneyim 95 yaşımda olduğumu, gürültü ve kargaşadan rahatsız olurdum sanırım yaşın getirdiği zorluklarla... Elden ne gelir, diyor...Her durağın bir inen bir de binen yolcusu var...Evet güzel noktalamıştı şair, her gün yüzlerce ölen ve yüzlerce doğan insan var...Elden hiçbir şey gelmez... Bütün taşlar oturmuştu yerine, aklım ve kalbim o kısacık minübüs yolcuğuna kadar eşlik etmişti bana diyorlardı ki "Sakin ol, yavaşla, sabret hayat kısa ama yol uzun ve sen daha 16 yaşındasın, yol kıymetli her anın değerini bilerek her vakte kıymet vererek yaşa" diyordu aklım. Kalbimin fısıltıları... Yolda ol diyordu, yola çık ve bir ucundan başla hayatın yaşamaya, sona varma, bitmesin içindeki yolculuk ölünceye dek, yola gel diye uyarıyordu, kendine çeki düzen ver, yolda kalma, yolun yarısına gelsen de vazgeçme diyordu. Aklım, kalbim ve kısacık bir şiir, bir minibüs yolculuğu, denizin verdiği sakinlik ve huzur bugün için heybemi doldurmuştu. Aklım ve kalbime teşekkür ediyorum. O şiiri de bir kenara yazıyorum aklımın ve kalbimin bir kenarına...
Yorumlar
Yorum Gönder